Güvenli Kapılar
İnsanların bizi aptal yerine koyabileceğini sanması çok acayip. Daha dün raporuna revizyon verip elimle düzelttiğim ve başka öğrencilere vermemesi gerektiğini söylediğim öğrenci sözünde durmamış. Bu gün bir başka öğrenci kendi cümlelerimi bana satarak “iyi olmuş di mi hocam?” dedi. Sana başkası tarafından verilmiş bu yazılar dediğimde de yok hocam bana atmadı söyleyebilirim ancak isterseniz atsın diyerek cevap verdi. Bunları da benim burada aktardığım kadar düzgün bir Türkçe ile söylemiyor elbette. Dinlerken bağlamdan koptuğunuz saçma sapan kelimeler bütünü. Şimdi ben bu kızın yalan söylediğini yüzüne vursam içim soğur mu? Ağızdan dökülünce daha mı alevlenip öfkelenir kelimeler. Bu tarz ikilimlerde kaldığımda genelde tercihimi güvenli olandan yana kullanıyorum. Yalancıya yalancı demek güvenli değildir. Fiziki olarak da mental olarak da. Başkalarının karakterlerine saldırmak alaycı olduğu ölçüde karşı tarafda yumuşak algılanabiliyor veya karşı taraf ile aranda güç uçurumu olmalı konum, mevki, yaş veya siz ne derseniz. Ben güvenli tarafta kalacağım. Soranlara “uğraşmak istemedim zaten bir daha görmeyeceğim” diyeceğim ama siz bileceksiniz ki sadece güvende olmak istedim.
İnsan asıl düşüncelerini net bir şekilde görmeye başlayınca artık diğer insanlarında içlerini okuyabildiğini sanıyor. Yani biri bana uğraşmak istemediği için tepki vermediğini söylerse güvende kalmak istediğini düşüneceğim. Empatinin megolamanlık ile karışmış hali bu. Başkaları ile ilgili kesin yargılar veriyorsun ve bunu yaparken de ben olsam ne düşünürdüm diyerek kendini sıkıştırıyorsun. Herkes aynı değil ve evet çoğu kişi aynı. Öngörüde bulunmak iyidir. Ama karşındakinin niyetini anlaman karşılık vermedikçe herhangi bir şey ifade etmez. Bu olayı yaşadıktan sonra “Uğraşmak istemedim zaten bir daha görmeyeceğim” diyen birine şunu dediğinizi düşünün “Emin misin bence cevap vermemek sana daha güvenli geldi. Bilemiyorum tartışmaya girmekten çekinmiş olabilir misin?”. Nasıl tepkiler alabiliriz. Tartışmaya girmekten çekinmediğini kanıtlamak için muhtemelen sizinle tartışacaktır. Kişiliğinize saldırdığınızı düşünüp kendi kişiliğini savunmak yerine sizinkine daha büyük darbe indirmeye çalışacaktır. Şunu dediğinizi düşünün “Bence cevap vermemek daha güvenli. Bilemiyorum ben tartışmaya girmekten çekinirdim.” Nasıl tepkiler alabiliriz. Kendimizi de durumun içine katınca her şey değişirdi bence daha yumuşak cevaplar alırdık. Yinede karşımızdakini kızdırdıysak öfkesi bizde olmazdı. Muhtemelen olayla ilgili şunları duyardık “Neden çekineceğim? O kim ki? Enerjimi harcamak istemedim.” İlk söylediği cümlelere biraz daha altını çizerek düşüncelerini değiştirdi. Söylediklerimiz olayın yönünü değiştirdi. Umursamayan uğraşmak istemediği için cevap vermeyen kişi oldukça sinirle umursar duruma düştü ve kendiyle çelişti. Bu iki cevap da bir şeylerin akışını değiştirdi, düşünme payı bıraktı karşımızdakine. Konuşma anında olmasa bile gün içinde konuşmayı kafasında tekrar oynatacaktır. Ama ben dahil çoğu insan neyi tercih ediyoruz? “Haklısın neden uğraşacaksın” diyoruz ve kişinin kendini kandırmasına ortak oluyoruz. Bunu o kadar sık yapıyoruz ki normalimiz bu. Aklınızda başka sorular sormaya devam edin umursamadım diyen kişiye. Hiçbiri size güvenli gelmeyecek ve bu tartışmadan da güvenli tarafa sıyrılacaksınız, “Haklısın neden uğraşacaksın” diyeceksiniz. İşte gün içinde silikleştiğimiz bir sürü örnekten biri. Fiziken orada olsak da çoğu konuşmada fikrimiz ve ruhumuz yok. Hepsi güvenli kapılar ardında.